Perşembe, Aralık 29, 2022

 Ah güzel ayşe

Ah ak ayşe

Onyedinde seni verdiler elli yaşında bi adama

Bir dana parasına

Ne yapsan düzelir mi bu gönül yarasına

Baba emridir 

Ama babanı da kandırdılar ah ayşem

Yirmibeşinde kucağında üç çocukla dul kalan ak ayşem

Kuytularda takip edenler utanmadılar hiç ne Allahtan ne kuldan

Bir cesur adamdı Hasan

Yirmibeşinde delikanlı

Koluna taktı seni dul ayşem

Evinde duman tüttü

Soğuktan titreyen çocukların için

Elbet yokluk çoktu

Yokluk dediğin buraların alın yazısıydı

Ak ayşem

Güzelliğin elinde çapaylan geçer mi sandın

Sırtında onca yük

Altmış sene bir yastık

Hasan şimdi yalnız

Oğlan desen çoktan gitti

Ah ayşem

Ak ayşem

Geçti mi gönül ağrın

Geçti mi yüklerini kaldıramayan ayak sızın

Bu kadar çok istedin madem ölmeyi

Bize hiç mi acımadın

Bu bir sırdır ayşem

Eli kınalı bir uğurlamadır

Sen onyedinde

Şimdi o fakirhane de

Nereye gidersin yeniden olsa

Bense seni ilk günden özlüyorum…

 28 aralık 2022 saat 21:50 anneannemi kaybettim…

Pazar, Aralık 18, 2022

Masal

O güzel geldi

Hüsnü cemalin gösterdi

Gözler cennet neymiş gördü

Güneş ise ısıtmak neymiş öğrendi

Güldü gönül 

Güzel şöyle bir bakınca

Sonra kapattı gözlerini

Güzelin zülfünü koklamak için

Eğildi

Eyvah!

Gözlerin açtı

Güzel sırra kadem bastı

Sadra şifa olsun diye kokusunu ararken

Gözden ırak oldu aniden

İn miydi cin miydi güzel

Yoksa perilerden bir melek mi

Koklayamadı kokusunu

Zülfüne eğilip gözleri boş kalan

Güzel göründü ve gitti

Güzel, görüntü ve gitti

Eyvah çekti içinden 

Gülüşü Abı hayat mıdır? Kokusu hayati rayiha mıdır?

Bilemedi

Güzel öylece kayboldu

Cumartesi, Aralık 10, 2022

Keşke...Bir kelimeden çok başkası...Keşke...Biraz yaşanmamışlık hissi, biraz mahcubiyet çokça eksiklik...

Perşembe, Aralık 01, 2022

kavisin 

çıkar beni bu ummandan

unuttum ben yüzmeyi

rahmetinin denizlerinden başkasında

dalga dalga bereketin

çekiyor beni selamına


yok senden başka hayat gözlerimde


ne isteğim var dünyadan


ne de bir kayığım


ne de bir küreğim


sen tutarsın ellerimden anca kurtulurum bu hengameden


Söz yetmiyor ne söylesem de


Ya Fettah!

Cumartesi, Kasım 26, 2022

Sessiz bir gökyüzünün altında olmak neye yarar

Küheylanım koşsa bile çatlayınca değin uzaklar coşar,

Benden ne gayrı ne varsa unutturan

Zarif bir tutkudur yağmurlar

Gönlümü doldurup doldurup boşaltan

Kalbimi her yokladığımda

Hikayesi yeniden yazılan gözyaşlarım bedenimden boşanan

Çeşmelerin gözleri ancak böyle akan

Sessiz tek saniyemi sayamadım

Perşembe, Eylül 29, 2022

Düşkün

Hayatın işe yarayan yanları elinden tutar yangınların

Kibrit çöplerinden gemiler limana döner

Her heyecan buluşur soluk soluğa ilk anla

Çiçekleri sürükleyen bir kavga ile

Kalbimin içinde mavi olmayı seçer

Yalnızlığın düşkünü değilim oysa

Bulutlar görünmüyor ufkun berisinde

Kavrayışın berraklığı masallarda

O basit sorunun bile yeri yok hayatımda

“Neredeyim?”

Çarşamba, Eylül 28, 2022

Yol

Uzakları düşünerek geçti yalnız günlerim

Yağmurlardan gençti gözyaşlarım

Geceleri bitirdim doğmayacak mı dediğim güneşle

Suları kadehimde susturdum

Gözlerim puslu ve kadere küs

Solsa da ellerim zemheri soğuğunda

Haykıracağım yitik yanlarımı

Sessizliği taşımak çok ağır geliyor omuzlarıma

Yine de bir ucunda gülümseme var yarınların

Bildiğimse kendime çıkan yokuşlar

Yolun sonunda bir kapı gülümsediğim


Pazar, Eylül 25, 2022

Kuytu

Kuytulardan gayya kuyusuna giden kalbim

Yangınları büyütüyor avuçlarında

Suskunluk geceleri bir zehirdir içtiğim

Çekip kendimi vurduğum rüyalar

Hicranın anlamını kaybetmiş gözlerimde

Kayıtsız kaldı bahtım kurşun döktürmedim diye

Sularım soğuktu sellere vurgun

Tan yeri ağarmadan aldığım yollar patika

Kemiklerim sızlamadan ağlamayı unuttum

Çığlıkları böceklerin

Tırmalamadan sessizliğimi

Sökülen şafaklardan

Ufukların kızıllığına olan yolcuğum hiç bitmedi

Acıyla ve aşkla tutunduğum

Damıtır kederlerden kaderimi

Benden geriye kalan bir duman

Yüreğim cehennem, yüreğim lal

Dağlara mı çekildi cennet

Pazartesi, Eylül 19, 2022

Savaş

Yol

Ne çok yürüdüm

Geriye dönemem

Kurtuluş reçetelerimi yırttım lokmanın geçtiği köprüden

Suyunu içsin diye tüm alem ey Rabbel alemin

Nehirleri coşturur mu damarından akacak olan

Biraz ihtiyar çokça yetişkin terli bir gömleğe takılı kalmış

Göğsümde daralan bir gençlik ölüyor

Ahali hakkımda olur olmaz laflar ediyor

Kahvehanelere ve sandalyelere lanet okuyorum

Her keşif hemen eskiyor nede olsa ekranlara düşünce

Kokular rayiha olmayı unutmuş gibi

Münakaşa halinde sanki fesleğenler

Bir harp daha yaşanacak bu besbelli

İyi insan olmak yine gündeme gelmeyecek o da belli

Ama kahraman lazım bizlere sur üflenmeden

Ve hainler gerekli

Yüceliğimizi sınadığımız

Asla büyümeyecek olanların omuzlarında tekbir getirenler

Lavanta bahçelerinde anmalar gerçekleştircek

Hayallerimizle satın aldıklarımızla

Ve ben tüm ideolojilerden  çok daha korkuyorum

Ruhu çözünmüş bir adam olarak kalmaktan 


Pazar, Eylül 18, 2022

İşaret

Derdimle dertleştiğim zifiri karanlıklarımı aydınlığa çıkaranım

Gözyaşlarım boş bir akış değildir sırıtmaz bu yaşam sevincinin çıngıraklı hengamesinde

Amel etmedim hiç bir inanmadığıma, ben nehirlere inandım suların çeşmeye inandığı gibi

Dünyaya dalıp gitmiş ışığa hasret dar penceremi geniş ettim hayallerle

Ruhum hendese hesaplarına dalıp çıkmayan bir terazi oldu da kafamı kaldıramadım gerçeğe

Bedenim rus ruleti oynamaya hevesli değildir gençlik yıllarından beri

Bakma bana öyle ıslıkların gölgesinde gölgelenen korkusuz adamım ben

Bir işaret bekliyorum uzaklardan, buralar çok köylü

Tek gözüm görmüyor seçemiyor ağaçları selvi mi kavak mı?

Ağaçları, ormanları, böğürtlenleri ve arıları boş ver

Yaşamak çetrefil bir güzellik başımda dumanlanan


Zikir

Kapıyı çalan ufuklar

Doğuruyor her sabah güneşi

Kızıllıkla boyanıyor düşünceler

Efkara giden yollar uçurum

Adımlar koşar

Uzun süren yolculuklar

Demirliyor açıkta

Lodos mu karayel mi bu yüzüme çarpan

Ben neredeyim?


 


Akşamları şarkılar söylüyorum

Atların yelelerine ve dört nallarına

Kalbimin ömrü uzuyor mısralarda

Yoğuruyorum yalnızlığı

Sonra gitmeyen mektuplara bir yenisini ekliyorum

Ne de olsa kimse mektup beklemiyor artık

Postacılar bile

Ama ben durup durup geçmişi anıyorum

Benliğime mıhladığım yüzlerle zikir çekiyorum

Ya hak ya hak

Ben hak diyorum

Gece kısalıyor

Ben hülyalanıyor

Ruhum kendini avutan hayallerin elinde tutsak

Soruyor 

Ben neredeyim?

Çarşamba, Eylül 14, 2022

Birleşik

Nasıl gülümserim bu dünyada

Sessizliğim böyle çetinken

Derledim dertlerimi, üzüntüler dört bir yandan

Öğrendim galiba böyle inanmayı


Güvenelim biz de birbirimize

Fırtınalar koparmadan, hiç öyle kıpırdamadan

Günah olur göstermek affedilişleri

Sır yurdunu bilmeyenlere


Korkucudur uzaklar

Anlamlar sessiz

Ama kükreyişi yalnızlığın

Büyüdükçe büyüyor kalemlerin ıstırabında


Sezgim aşıyor bedenimi

Sarılır mı böyle hayranlığa

Ellerinden uçmak isteyen bir kelebeğe

Ne isim verirler


Bağlanmışız sırlı bir sitayişle

Kendimizle durmadan savaştığımız

Yenilmek de nasıl da ustalaştık

Yaşadığımız yeter de artar diye

İz bıraktığım yerlerde


Birleşmiştir ruhlar hiç eksilmez

Masallar okundukça büyütürüm derdimi

Nasıl ki demirci ateşinde dövüyor demiri

İşte öyle yapıyorum kendimi

Perşembe, Eylül 08, 2022

Tut

Mehlika'nın elleri tutuyor beni uçurumlardan

Geceleri ve yalnızlıkları sevdiren bir övünçle

Mavi dalgaların içinde yüzen solgun yüzüm

Gençliğimi diriltiyor bir eylül akşamında

Bir hava tutturmuşum dilimde

Kanuniden kalma muhteşem bir hüzüne

Beni sonsuzluk perişan eder ey Mehlika!

Bırakma toprağa düşen cemreleri

Hem her daim körpedir bu yüreğim

Yağmurlu günlerin hatırına ayırma gözlerini

Süzülüp geldiğin pınarlardan

Sürgün edildiğim yerlerin yüreğinde bunca sır neden?

Tut ellerini kendiliğimin

Tut kalbimden

Tut beni yalnızlığımdan

Çarşamba, Haziran 29, 2022

Ulaklar

Keramete inanmıyor

Kal diye lafı uzatan adamlar

Huzurda kalmak müsaadesinde aylaklar

Ne demeye çalışıyordu kendisine söylenenleri unutan ulaklar

Atları yorgun ve saçları kirliyken

Hangi şarkıyı mırıldanıyor gri sesleriyle

Boyunları nasıl da dans ediyor giyotin altında

Yaşamayı hissetmek böyle bir şey olmalı

Tenini yırtmak isterken damarları


Salı, Haziran 28, 2022

Irmak

Deli deli gönlünce akan kudretli ırmak

Akışın nereye kimin umurunda

Götür istediğin yere götürebildiğini

Nereye gidebilir kaderine kırılmış bir dal

Ne haddinedir akıntıya karşı yüzmek

Fakat rahattır yolcular

Bilirler ki senin sularında batmak yoktur

Akıntına aşinadır gemiler

Kaptanlarsa yoluna meftun

Yollar deryana revan

Yıllar olmuş gidememiş kapından

Yıllar geçmiş ayrılamamış eşiğinden

Ey ırmak bunca özlem varken nereye gidebilir bu sessiz gönül

Görmüyor musun kandiller ne kadar yalnız kâinatta

Irmağında tufanlar kopacak yanarsa

Yerini tutacak şey yok iyi bilir vadide kalanlar

Zamanı geri alamıyor ne de olsa yedi uyurlar

Kim tanır seni kitaplar kadar

Gözler kapalı ve bulutlar içinde bir akis

Durup durup dilin ucuna geliyor adın

Kimseler söylemiyor, herkesler yutkunuyor

Cumartesi, Haziran 25, 2022

Ağaç


Hayatın görmemiz ve dokunmamız gereken yerleri olduğuna inanıyorum. Bazen hayatın çok kenarında kalıyoruz. Sanki televizyondan bir program izler gibi kendi hayatımızı da izliyoruz. Bana sorarsan hayatta eksikliğini hissettiğim en çok şey kokudur. Koku hala her hangi bir teknoloji ile depolanamayan ve taklidi en zor olan şeylerden birisi. Tabi kokunun birde dış etkenlerle birlikte bizimle buluşması var, o çok başka dünyalara kapı aralayabiliyor. O yüzdendir görmek bir yere kadar insani teskin edebilir, gerçek tatmin ise ancak kokuyu ciğerlerine doldurmakla mümkün olabilir. Bugün yaylaya gittik, aslında kafamda birkaç şey vardı. Havanın 38-39 derece olduğu bir zaman diliminde 13-14 dereceye gitmek müthiş bir keyif olacağını düşünüyordum ki öyle oldu. Ama esas aklımda olan başka bir şeydi. Yayladaki ağaçların bir çoğu anıt ağaç niteliğinde. Yaşı 500ü bulanlar bile var. Peki ağaçla bir insan ne yapabilir? Sadece insana sarılmak olur mu? Nerede bir ulu ağaç görsem( Bir yörük adetidir aynı zamanda, ulu bir ağaca sarılan ondan ömür alır inancı vardır) görsem ona sarılır ve öperim. İşte böyle üst üste ulu ağaçları görünce adeta delirir gibi oluyorum. Gözlerimi kapatıp onlara sarılıyorum. H. ‘ye de söyledim, hayatında hiç ağaca sarıldın mı dedim? Saçmalama, dedi. Şimdi senle bir test yapacağız dedim. Önce kuru bir ağaca sarıldık. Sonra yeşil bir ağaca. Sonra da genç bir ağaca. Ne fark hissettin? Diye sordum. Kuru ağaçta bir şey hissetmediğini, yeşil ağaçta ise sanki içindeki gerilimin azaldığını ve vücudunun rahatladığını hissettiğini söyledi. Genç ağaçta ise bir şeylerin eksik olduğunu ulu ağaçtaki lezzeti alamadığını söyledi. Sonra aslında herkesin bildiği ama kimsenin dikkat etmediği şeyi söyledi: Bu ağaçlar aslında canlı değil mi? Yaşıyorlar yani. Evet, dedim. Bizim gibi, ceylanlar gibi, sincaplar gibi, balıklar gibi… Bir güzel sarıldım, sarılmak o kadar iyi geldi ki. Ağacı kokladım, onu öptüm ve ona sıkıca sarıldım. İçimden bir şeyler aktı ve ben daha iyi bir insan olduğumu hissettim.

Eğer bir gün ulu bir ağacın önünden geçerseniz ona sarılın, onu koklayın ve onu öpün. Sonra beni anın.

Not: Bu fotoğraftaki ağacı çok seviyorum. Burası çok yüksek bir yer. Ve o ağaç tüm diğer ağaçlardan ayrılmış, orada uzakta tek başına direniyor. Ve en güzel manzara onda var. Güzel manzara için bazen bedel ödemek gerekiyor.

Salı, Haziran 21, 2022

Muhayyile

Acıya icbar edilen ruhum karanlıktayken bunca şenlik niye?

Tüm sınırları zorlayan delişmenliğim

Neden koşuyor kalbin köprülerinde?

Yoksa pay almak için mi hayatın güzelliğinden?

-Derken bir soru-

İçi güzel olan insanlar kime neye benziyor?

Labirentlerde kaybolan duygular ortadayken

Güzel neymiş bilen kalmamış ululardan

Birden boşanan yağmurların duyguları hudayinabit

Muhayyilem şaşırdı

Bir kelam kaçırdım ellerimden

Anladım

Bazı anlamlar bazı kelimelere iyi gelmiyor

Bir sanrı uğruna katledilen anlayışlar yanı başımızdayken

Her şeye yeniden başlama cesareti nerede?

Salı, Haziran 14, 2022

Uçkun

Haydi yola!

Yol nerede?

İnsanlarda da gidilecek yer yok

En güzeli desem sendin, sana yollar kapalı

Hüzün ve hayal kırıklıklarıyla dolmuş bu testi

Uzaktan birbirini gözleyen iki kalbin gözyaşları da katığı

Vakit uzadı 

Ve mekansızlık hal oldu

Dünya bitecek bu besbelli

Bir selamın kalacak belki baki

Uçkundur diyeceksin bu ateşten geriye kalan

Yunacak yüzün kar sularının serinliğinde

Bir sığınak bulur belki ruhum

Öylece kuytularda

Pazar, Mayıs 22, 2022

Adem

Ey adem!

Olmuşlardan çok daha güzelinin olacağına olan inancın ayakta tuttuğu

Kadere aşkından istemekten vazgeçmeyen

Anlaşmamak ve anlamamak kapısında yatan

Eşiklerin müdavimi

Oysa şimdilerde

İhtiraslardan fırsat kalamıyor merhamete

Bir uğultu sarmış kulakları tüm münakaşalarda

Hayatı ıskalayan insanların bakışında

Çağrışımlar ve daha çok çağrışımların katışmasında

İçin devasa nehirleri donmuş da akmıyor

Bir "can-ı gönül" bakışı eksik artık

Pencereler büyümüş büyümesine de

Ey adem! Dışarıya bakanlar nerede?



Salı, Şubat 15, 2022

Kabadayı

Yazgı yazılırken, yankılanır muştular 

Sezdirmeden güvercinlere elinde buketler

Yasemin ve camgüzelleriyle dolu 

Çınlayan çıngıraklı yalnızlıkla 

Mahalle kavgasında bir kabadayı

Öğrenemedi alfabeyi ve eski saati

Yasaların demir yumruğuysa elmacıklarında

Ezberletti tüm anlayışsızlıkları ve yaraları

Hayatı ne kadar sorguluyor

Sedir ile barışık biri şimdi

Yerde oturmalarda zırhını dayıyormuş gibi

Kötülük düşünmeyecek elbette

Sırtı duvarda olanlar

Aklı umutta kalanlar

Pazartesi, Şubat 14, 2022

Sarmaşık

Asla yitirilmemiş olanın kaygısıyla

Bir yemin verdim anılara

Uyanıktım ve anladım

Hayal değildi tüm bu sarhoşluk

Yüzün güleç olmasaydı belki kaçardım

Bir Yasin okur ve ellerimi açardım

Oysa yağmak istiyordu yağmurlarım

Dayanılmaz hülyasıyla olmaz olanın 

Kök salmışım işte tehlikeli topraklara

Döner dolaşır, sarmaşır gelirim

Kanatlanır yine uçarım

Hiç unutmam

Her şey aslına rücu eder

Pazar, Şubat 13, 2022

Gölge

Yandırdım gönlümü gülüşünle

Umudun artık kesildiği alevle ısıttım ellerimi

Ne de olsa bildim hep alevler yanmak ister

Güzelliğin şimdi karlar içinden geçen hülya

Kalbim gölgende

Gölgen yanı başımda

Gözlerim gözlerinde

Nasıl anlatırım

Şimdi seni görmek

Başka bir görmek

Bırak da orada kalayım

Çarşamba, Ocak 12, 2022