Salı, Aralık 15, 2015

süreya ölmüş

binemedim huysuz bir ata, bir kere denedim sosyete bir padokta
şehir değiştirmektense hep evimi düşündüm, sadece evimi
ve dönmeyi
yıldızlarsa hep benim memleketimin üstündeydi,
nereden baksam onlara memleketimde hayal ederdim kendimi
oldu ya kefen giydim, kumaşı düşünmem, iğneyi ipliği de,
nerede olacak mezarım derim
nerede olacak kaderim
nerede çürüyecek toprağım

oldum olası sevdim sokakları
şehirlerin sokaklarını
köyümün sokakları yok oysa
-bahçeli evler, bitişik nizamdan bihaber-
izler sürerim portakal bahçelerinde
domuz izleri
tilki yuvaları
karatavuk  tüyleri
ve daha neleri
kafam desen sarhoş bu temizlikten
nam nam akar yanımdan , tam yanı başımdan..
sulanan tarlalardan,kürek saplarından ve terli şapkalardan

ben sana her şehirde biraz geç kalmışım derdim de
süreya önce davranmış bir kere
hem biz seninle
eğer bir kez aynı şehirde bulunabilseydik
ben sadece bunun için bile sevebilirdim seni
sadece bunun için
vurabilirdim en güzel anılarımı
pike duran şeytanlarım eşliğimde