Çarşamba, Haziran 29, 2022

Ulaklar

Keramete inanmıyor

Kal diye lafı uzatan adamlar

Huzurda kalmak müsaadesinde aylaklar

Ne demeye çalışıyordu kendisine söylenenleri unutan ulaklar

Atları yorgun ve saçları kirliyken

Hangi şarkıyı mırıldanıyor gri sesleriyle

Boyunları nasıl da dans ediyor giyotin altında

Yaşamayı hissetmek böyle bir şey olmalı

Tenini yırtmak isterken damarları


Salı, Haziran 28, 2022

Irmak

Deli deli gönlünce akan kudretli ırmak

Akışın nereye kimin umurunda

Götür istediğin yere götürebildiğini

Nereye gidebilir kaderine kırılmış bir dal

Ne haddinedir akıntıya karşı yüzmek

Fakat rahattır yolcular

Bilirler ki senin sularında batmak yoktur

Akıntına aşinadır gemiler

Kaptanlarsa yoluna meftun

Yollar deryana revan

Yıllar olmuş gidememiş kapından

Yıllar geçmiş ayrılamamış eşiğinden

Ey ırmak bunca özlem varken nereye gidebilir bu sessiz gönül

Görmüyor musun kandiller ne kadar yalnız kâinatta

Irmağında tufanlar kopacak yanarsa

Yerini tutacak şey yok iyi bilir vadide kalanlar

Zamanı geri alamıyor ne de olsa yedi uyurlar

Kim tanır seni kitaplar kadar

Gözler kapalı ve bulutlar içinde bir akis

Durup durup dilin ucuna geliyor adın

Kimseler söylemiyor, herkesler yutkunuyor

Cumartesi, Haziran 25, 2022

Ağaç


Hayatın görmemiz ve dokunmamız gereken yerleri olduğuna inanıyorum. Bazen hayatın çok kenarında kalıyoruz. Sanki televizyondan bir program izler gibi kendi hayatımızı da izliyoruz. Bana sorarsan hayatta eksikliğini hissettiğim en çok şey kokudur. Koku hala her hangi bir teknoloji ile depolanamayan ve taklidi en zor olan şeylerden birisi. Tabi kokunun birde dış etkenlerle birlikte bizimle buluşması var, o çok başka dünyalara kapı aralayabiliyor. O yüzdendir görmek bir yere kadar insani teskin edebilir, gerçek tatmin ise ancak kokuyu ciğerlerine doldurmakla mümkün olabilir. Bugün yaylaya gittik, aslında kafamda birkaç şey vardı. Havanın 38-39 derece olduğu bir zaman diliminde 13-14 dereceye gitmek müthiş bir keyif olacağını düşünüyordum ki öyle oldu. Ama esas aklımda olan başka bir şeydi. Yayladaki ağaçların bir çoğu anıt ağaç niteliğinde. Yaşı 500ü bulanlar bile var. Peki ağaçla bir insan ne yapabilir? Sadece insana sarılmak olur mu? Nerede bir ulu ağaç görsem( Bir yörük adetidir aynı zamanda, ulu bir ağaca sarılan ondan ömür alır inancı vardır) görsem ona sarılır ve öperim. İşte böyle üst üste ulu ağaçları görünce adeta delirir gibi oluyorum. Gözlerimi kapatıp onlara sarılıyorum. H. ‘ye de söyledim, hayatında hiç ağaca sarıldın mı dedim? Saçmalama, dedi. Şimdi senle bir test yapacağız dedim. Önce kuru bir ağaca sarıldık. Sonra yeşil bir ağaca. Sonra da genç bir ağaca. Ne fark hissettin? Diye sordum. Kuru ağaçta bir şey hissetmediğini, yeşil ağaçta ise sanki içindeki gerilimin azaldığını ve vücudunun rahatladığını hissettiğini söyledi. Genç ağaçta ise bir şeylerin eksik olduğunu ulu ağaçtaki lezzeti alamadığını söyledi. Sonra aslında herkesin bildiği ama kimsenin dikkat etmediği şeyi söyledi: Bu ağaçlar aslında canlı değil mi? Yaşıyorlar yani. Evet, dedim. Bizim gibi, ceylanlar gibi, sincaplar gibi, balıklar gibi… Bir güzel sarıldım, sarılmak o kadar iyi geldi ki. Ağacı kokladım, onu öptüm ve ona sıkıca sarıldım. İçimden bir şeyler aktı ve ben daha iyi bir insan olduğumu hissettim.

Eğer bir gün ulu bir ağacın önünden geçerseniz ona sarılın, onu koklayın ve onu öpün. Sonra beni anın.

Not: Bu fotoğraftaki ağacı çok seviyorum. Burası çok yüksek bir yer. Ve o ağaç tüm diğer ağaçlardan ayrılmış, orada uzakta tek başına direniyor. Ve en güzel manzara onda var. Güzel manzara için bazen bedel ödemek gerekiyor.

Salı, Haziran 21, 2022

Muhayyile

Acıya icbar edilen ruhum karanlıktayken bunca şenlik niye?

Tüm sınırları zorlayan delişmenliğim

Neden koşuyor kalbin köprülerinde?

Yoksa pay almak için mi hayatın güzelliğinden?

-Derken bir soru-

İçi güzel olan insanlar kime neye benziyor?

Labirentlerde kaybolan duygular ortadayken

Güzel neymiş bilen kalmamış ululardan

Birden boşanan yağmurların duyguları hudayinabit

Muhayyilem şaşırdı

Bir kelam kaçırdım ellerimden

Anladım

Bazı anlamlar bazı kelimelere iyi gelmiyor

Bir sanrı uğruna katledilen anlayışlar yanı başımızdayken

Her şeye yeniden başlama cesareti nerede?

Salı, Haziran 14, 2022

Uçkun

Haydi yola!

Yol nerede?

İnsanlarda da gidilecek yer yok

En güzeli desem sendin, sana yollar kapalı

Hüzün ve hayal kırıklıklarıyla dolmuş bu testi

Uzaktan birbirini gözleyen iki kalbin gözyaşları da katığı

Vakit uzadı 

Ve mekansızlık hal oldu

Dünya bitecek bu besbelli

Bir selamın kalacak belki baki

Uçkundur diyeceksin bu ateşten geriye kalan

Yunacak yüzün kar sularının serinliğinde

Bir sığınak bulur belki ruhum

Öylece kuytularda