Çarşamba, Eylül 21, 2016

Ses, Zaman, Hakikat

Sesin değince sesime
Hüznüm saklanıyor gülüşüme
Bir otağ kurulmuş gönlüme
Uzun çayırlar misal , akan dereler ,oyuna dalmış çocuklar
Fırıncılar, aktarlar, şifa vericiler, şairler
Sesin değiverince sesime
Su veriyor kurumuş kalemime
Mürekkep olup satırlarda
Menderesler çiziyor kelimelerim

Zaman ve yolculuk deyince
Gözyaşların geliyor aklıma
Hani dokunsam ağlayacak gibi
Artık dokunmasam da ağlayacak
Karar verilmiş bir kere
Zaman ve yolculuk değiverince
Özlem iliştiriyor kendini buna hemen
Sanki hiç bir şey olmamışçasına
Kuru bir "Nasılsın?"a sığınıyor iç çekişler

Hayret, hakikat ve merak düşünce akla
Söz uzasın, anlatacak şeyler artsın ister insan
Cümleler külliyata dönüşür
Tomurcuklar çiçeklere
Yalnızlıklar iki yalnızlıklara
Hayret, hakikat ve merak düşüverince akla
Ne gayret kalır, ne fikir, ne çapalanacak tarla
Farkına varırım sözlerinde
Toprağı olmayan nereye diker ağlayan gelini
Çaresizlik içinde bir sesle;

Ses zamana, zaman hakikate, hakikat kalbe bağlanır