İlkbahar
Bir çiçek yoktur ki denk olsun
Büyüleyici yüzüne senin.
Çünkü çiçeklerin içinde sen,
Dikenlerin içindeki gül gibisin.
Ey her derde deva olan hazine!
Bak da gör dertlileri!
Merhem senin elindeyken
Yaralı bırakıyorsun bizi.
Lazım bir ömür daha;
Ölümümüzden sonra.
Zira süren ömrümüz
Geçti umutlanmakla.
Sadi Şirazi
Bir ömür daha lazım bize öldükten sonra, çünkü şimdiki
ömrümüz umutlanmakla geçti…
İnsan olmanın doğasını anlatan en güzel sözler içinde üst
sıraya koyuyorum bu sözü. Hepimiz güzel bir tasarımın kötü uygulayıcıları
olarak yer alıyoruz burada. Dağlar, ağaçlar, çiçekler bu kadar güzelken, aslında
muhabbetlerde bu kadar güzelken biz neler yapıyoruz? Biz ihtimallerden bir hayat
kurmaktansa hayal kurmayı tercih edenleriz. Yazık mı? Belki de böylesi hep
güzel ama farkında değiliz. Farkındalıksız varlıklarız yaşadıklarımızın
dışındakilere. Oysa ilk bahar ne güzeldir, ve seversen gam da ne güzeldir.
Merhem istemezsin, bir kere alışırsan. Bilirsin merhem uyuşturur. Ama uyuşmak
istemezsin, yaşamak ve görmek istersin. Yoksa anlatacak o kadar çok güzellik
var ki ne ömür yeter ne kelime. Hani böyle hayran olunan manzaranın karşısına
geçip saatlerce ona bakmak gibi. Gözlerine bakmak gibi…
Gülümseyen yüz çiçeklerden güzeldir, ses tonu kadifeden
yumuşaktır eğer sevecense. Her şey insanda olup biter, alemde insanda yaşar,
kalem de. Yaz yazabildiğin kadar, kalem sustuğunda insan da susar. Ve kalem her
daim aynı şeyleri yazıyor diye de ona kızma. Kalemin işi değildir vuslat
yazmak, kalem matemden yapılmadır elimizde. Kalemi kırılmak o kadar da kötü
olmasa böyle düşününce. Kalemi kırılanlara selam olsun! Ve her daim huzur bizimle
olsun. Şeyh Galib’in dediği gibi:
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Özlem ve metanetle…
Nice mayıslara…