Pazar, Ocak 08, 2017

Kahreden Ölüler Çiçekliği

Ne çok anlatacağım mezar taşları üstüne
Hepsini saysam, hepsini tanısam
Tüm hayatları düşündüm
Bulamadım hiç bir varoluş ihtimali
Saçlarımı yoldum
Kitaptaki yaprakları teker teker yırttım
Okunmuş suya attım tüm hatıraları
Anladım,
Payıma düşen mezar bekçiliği

Kurumuş çelenklere yardıma gelen yok
Ölüler arası bir nifakta çıkmıyor hayatın estetiği üstüne
Küfür ve iman, akıl ve delilik aynı havuzdan suluyor
Birbirini kıskandıran çiçekleri
Uslandırdım hayta yanlarımı
Yok artık hatıraların ağırlığı kanımda
Cesur ve korkağım tarihe karşı
Yarım kalan hikayelerimi anlatmıyor belgeseller
Gördüm,
Payıma düşen mezar bekçiliği

Sevgiyi sorsam da cevap alamadım 5 yaşındaki mevtaya
Neden hiç oyuncak yok çocuk mezarları üzerinde dedim kendi kendime
Oysa kuş sütü bile koymaya razıydı anneler
Otururken köşe başı sofralarında
En şımarıklar, en uslular, katışırken solucanlarla toprağa
Acıdı kalbim, yürüdüm çitler arasında talihime
Farkına vardım,
Payıma düşen mezar bekçiliği


Pazartesi, Ocak 02, 2017

Delirme

Yarim,
köşede süzülen sobanın gürüldeyen sesi
Karanlık gecelerimin tavanda raks eden kızıllığı
Açılan kapım, gülen yüzüm
Kokun, ah o kokun
Tutuşan çıralı dalın ateşe koşuşu
Hüznüm, gözyaşlarım
Kızdığım ve küstüğüm
Delirme çimler eziliyor diye
Bir kuş nasıl ezsin çimleri?