Çarşamba, Şubat 24, 2021

Yanlış

 Yer: Dalaman Tren Garı. Ne saçma değil mi? En yakın trenin 200 kilometreden daha uzakta olduğu bir yer için kesinlikle öyle. Ne var ki tarih bizi saçmalıklarıyla karşı karşıya bırakıyor. Bir zamanların Mısır Hidivi sahip olduğu Dalaman topraklarının bereketinden etkilenecek olsa gerek buraya bir av köşkü yaptırmaya karar veriyor. Yaşamış olduğu Mısır'a da bir tren garı. Bunun için bir fransız firmasıyla anlaşıyor. Anlaşma şöyle: Dalaman'a bir av köşkü, İskenderiye'ye bir tren garı. Fakat masal olmamasına rağmen nasıl olduysa yolda gemiler limanları karıştırıyor. Ve av köşkünün malzemeleri İskenderiye'ye, tren garının malzemeleri ise dalamana geliyor. Zorlu şartlarla develerle ve eşeklerle malzemeler çekiliyor. Bundan 120 sene önce vuku buluyor bu olay. Henüz kerevetene çıkılmamış ancak gar malzemeleri yapılacağı yere çoktan gelmişti. Bina bir güzel inşa ediliyor. Öyle küçük değil, yaklaşık 500 metrekare. Gişesi yapılıyor hatta tren yolu gelir heralde diye önüne rayları bile döşeniyor. Ağacı kıt, av hayvanı da bir o kadar az olan İskenderiye'ye de av köşkü muntazaman yapılıyor. Sonuç? hatanın farkına varılmasına varılıyor ama inşaatlar çoktan bitmiş oluyor. Böylece hiç tren gelmeyecek ve 120 yıl sonra hala gelmesi bile mümkün görünmeyen yere bu tren garı yapılıyor. 

Gelelim olayın vehametine. Burası bir tren garı mıydı gerçekten? Binasının bir tren garı kopyası olması onu tren garı yapar mı? Yani hiç ayrılıkların yaşanmamış olması, üstelik hiç kimseninde kavuşamaması bir tren garı için ıstırap değil midir? Ruhu sıyrılmış ve ona bir mintan giydirilmiş müsamereden bir sahne gibi. Düşünüyorum ve diyorum ki burası dünyanın en acınası tren garı. Hikayesi etkileyici ve çarpıcı ama tüm çarpıcılığı bir yanlışlığa dayanıyor. Yanlış olan ilgi çekici olabiliyor demek ki. Oysa etkileyicilik yaşanmışlıkla olması gerekmez miydi? Son anda treni kaçırdığı için sınavına yetişemeyen bir lise talebesinin acısını hissetmesi gerekmez miydi? Hangisini gördü? hiç birini. Bundan sonra ola ola jandarma binası oluyor zaten. Sonra da müdürlük binası. Sanırım böylesi ruhuna daha uygun. Gişenin olduğu yere de memur zaten çocuğunun fotoğrafını koymuş. Ben öylece baktım. ve anlattım, evet çok yakında mini bir belgeselde anlatıcı olarak size burayı tanıtacağım. O zamana dek görüşmek üzere.

Salı, Şubat 09, 2021

Kovuğa Sıkışan Varlık


Bir kovuğun içine sızan suyun balçıkla sıvanmasıymış varlığım

Çok uzaklarda, bilmem nerede?

Belki ta Çin'de

İnsan doğmuşum haberim yokmuş

Ruhuma ruhundan üflemişler,

Anlamışım

Bir şamanın kehanetinde

Gelecekten haber olmuşum

Şimdi onun elleri kürek kemiğimde

Mutluluk mümkün mü onu gösteriyor

Oysa ben ,

On nehirde, on şehirde, on bozgun yaşamışım

Gündüz güneşi, gece ay ve kutup yıldızını görürken

Yolumu kaybetmişim

Bulur muyum?

Ha gayret.


Salı, Şubat 02, 2021

Rüzgarlı Bir Günde Toprakların Debelenişi


Haber yok şimdi yağmurlardan

Kıtlık düşmüş diyorlar ülkeme

Ben nedense kıyısındaydım bu kabusun

Bayılmışım çokça

Sesim çıkmaz olmuş

Vahametim farkındalıksız

Nedir bu olanlar?

Siyaset, ekonomi, reel politik ve sanat


Gönlü bol olanlar arz ediyor topraklara

Tohumlarsa artık inat etmişler bir kere

Filize hasret insanlara

Bir nisanda dirilmemek yakışır mı hiç başaklara?

Bereket bizi terk etti mi bu ilkbaharda?

Donuklaştı bakışlar böyle bir yanılsamada.


Sessizlik ne çok yakışıyor 

Dalga sesleri, kuş sesleri ve ormanın o uğultusu varken

Uçurumlarda çokça dolaştım ülkemi düşünürken

Ve ben her şeyin farkındayım

Bozgunlar yaşamış kalbimin ve güzel kokuların

Alacağı var rüzgarlardan