Çarşamba, Temmuz 09, 2008

Nasıl

Bugün kendime sorduğum soruların en başta geleni şuydu: nasıl bir insan benim için iyi ve ideal bir insandır, ve nasıl bir insan kötü diye tabir edebileceğimiz niteliklere sahiptir?
İkinci sorum buna yakın; ideal insanla, Yahya’nın kesişimi yeterli seviyede mi? Aklıma hep şu söz gelir: dünyayı değiştirmeye herkes meraklı, ya kendisini? Evet bende aczin tekiyim. Acz kelimesi sanki bende doğmuş ve beni yaşıyor benden habersiz. İstediklerinle oldukların arasında bir uçurum varsa emin ol yanlış boyutta yaşıyorsundur. Derhal boyut değiştirmen, ve has olana dönmem gerekmektedir. Nasıl bir insan istediğimin listesini çıkarmak istiyorum! Daha sonra acımadan bana o soruları sorup hayatıma yön vermeliyim. İnsan hayatı bir tür inşaat olsa gerek! Hep tadilat, hep yıkım, hep inşa! Tadil etme kısmını yıkım öncesinde taşımışım. Oysa tadil etme işi hep yıkımdan sonra olmalı değil mi? Ki tadil işini görebilsin, yıkım onun için bir sağlamlaştırmanın temli olsun. O zaman burada meselenin sırrı ortaya çıkıyor. Mesele, olayı bilmek değil; olayı sırasıyla bilmek! Bilgiler yumağına dönmüş insan, sıra kaybetmekte gerçekten maharetli! Sonuçla ilgilenmekten başı ve ortasını ihmal etmişiz. Oysa her gidilen adım bir önceki adımın son adamı değil midir?

Hiç yorum yok: